16 Mayıs 2018 Çarşamba

Sokak yvanlarına Yemek Verirken Dikkat Edilmesi Gerekenler



Sokak hayvanları aç oldukları her an yemek bulamazlar. Burada görev bizlere düşmekte. Evlerimizin önüne bir kap yemek koymamız onlar için yeterli. Kendi karnımızı doyurmak için zaten yemek yapıyoruz ve illa ki bu yemeklerden kalanlar oluyor, kalan yemekleri sokakta ki dostlarımızla paylaşmamız onlar için yeterlidir. İyilik yapmaya çalışırken farkında olmadan, bilmediğimizden dolayı kötülüğümüz dokunabiliyor. Bu sebeple yemekleri doğru şekilde vermemiz oldukça önemlidir. Mesela, soğuk su vermemeliyiz, kemikli yemek varsa kemiklerinden ayırmalıyız vs. Gelin bir göz atalım daha nelere dikkat etmeliyiz.
Doğru kapları seçin
Sokak hayvanlarına su ve mama verirken metal kaplar kullanmayın. Çünkü metal kaplar yaz aylarında suyun ısınmasına, ısınan kap ise hayvanın dilinin yanmasına neden olabilir. Ayrıca kış aylarında sokak hayvanlarının dilleri soğuyan metal kaba yapışabilir. Metal kap, soğuk havanın da etkisiyle suyun daha kolay donmasına neden olabilir.Sokak hayvanlarına su ve mama vermek için CarrefourSA pet shop reyonlarında uygun fiyatlara bulabileceğiniz plastik mama kaplarını tercih edebilirsiniz.
Yemekleri parçalayın
Sokak hayvanlarına pişmiş tavuk, et gibi iri parçalı yemekler vereceksiniz bu yemekleri mutlaka parçalayın. Çünkü iri parçalar hayvanda hazımsızlığa ve karın ağrısına neden olabilir. Eğer etrafınızda yavru köpekler varsa, onlar için en minik parçaları ayırın. Hatta yavrular için özel püreler hazırlayın. Dişleri yeni çıkmakta olan yavru köpeklerin midesi çok küçük olduğu için kolay sindirilebilir yemekler yemesi gerekir.
Onlara kemik vermeyin
Kedi ya da köpek olsun sokak hayvanlarına yemeklerden artan kemikleri vermeyin. Hazmı zor olan kemik parçaları aynı zamanda onların hayatını tehlikeye atan birer silaha dönüşmektedir. Parçalanan kemiklerin, hayvanların nefes borusunda, diş etlerinde yaralanmalara neden olabileceğini unutmayın.
Öneri: Hayvanların kırmızı et ve beyaz etin besleyiciliğinden yararlanmasını istiyorsanız, kemikleri kaynatarak kemik suyu yapabilir, bu suyu ekmek parçaları ile zengin bir menüye dönüştürebilirsiniz.
Yaz günlerinde dışarıda yemek bırakmayın
Yaz mevsiminde dışarıda yemek bırakmak hayvanların hayatını tehlikeye sokmaktadır. Sıcak havada çok kısa bir sürede bozulan yemek hayvanların zehirlenmesine neden olabileceği için yemeğin kapta beklememesi gerekir. Yaz günlerinde sokak hayvanlarının beslenmesinde yapabileceğiniz en doğru hareket; hayvanın yemeği yemesini beklemektir.
Her zaman su bulundurun
Sokak hayvanlarının temiz su bulma şansları yok denecek kadar azdır. Gün içinde 1-2 saatte bir su içme ihtiyacı duyan sokak hayvanları için sokağınızda, kapınızın önünde mutlaka temiz su dolu bir kap bulundurun ve suyu her gün tazeleyin. Eğer sokağınızdaki kedi ve köpekleri sık sık kuru mama ve yaş mama ile ödüllendiriyorsanız, mama kaplarının yanında mutlaka temiz su bulundurmalısınız. Çünkü kuru ve yaş mamalar, kedi ve köpeklerde su ihtiyacına neden olur.
Kuru ve yaş mamalar da verin
Sokak hayvanlarına artık yemeklerin yanında kuru ve yaş mamalar da vermelisiniz. Çünkü kuru ve yaş mamalar onlar için en kaliteli besinlerdir. İhtiyaçları olan tüm vitamin ve mineralleri barındıran bu mamalar, onların sağlıklı bir şekilde beslenmesini sağlar. Kuru ve yaş mama yiyen hayvanların hastalıklara yakalanma riskleri daha azdır. Bu nedenle artık yemeklerle beslediğiniz sokak hayvanlarına düzenli aralıklarla kedi ve köpek mamaları vermelisiniz.

Sokak Hayvanları Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar



 Sokak hayvanları ile aynı ortam da yaşarken onlar hakkında neleri doğru biliyoruz?


1. "Sokaktaki kedi ve köpekler mikropludur, sizin için ölümcül olabilecek hastalıklar taşır."
Söz konusu mikroplarsa eğer her gün binlerce mikroba maruz kalıyor. Metro da, otobüste, evin içerisinde, soluduğumuz hava da bile mikroplar var. Aslına bakarsanız bunun gibi birçok şey bir sokak hayvanından 10 kat daha mikropludur. O yüzden onları sevmekten ve dokunmaktan çekinmek anlamsızdır.

2. "Sokak köpekleri insanlara saldırır."
Sokak köpekleri siz onlara zarar vermediğiniz sürece (eğer özel bir nedeni) size saldırmazlar. İnsanlardan gördükleri zulüm neticesinde birçoğu zaten korkak yapıdadır. Siz onlara iyi davrandığınız sürece onlar sizin en iyi dostunuz olurlar. Sokak köpeği sadece kendisine kötü davranana ve korktuğuna tepki verir.

3. "Sokak hayvanları nasıl olsa yiyecek bulurlar."

Yiyecek var ise bulurlar evet ama ya yoksa… Kapalı çöp kutularını açamaz, sıkı bağlanmış çöp torbalarını çözemezler. İnsanlar bir şekilde açığa yiyecek bırakmazsa aç kalır, zayıflar ve hastalanırlar. Aynı insanlar gibi onlar da “canlı”dırlar. Bu bağlamda sokak hayvanlarının söz konusu yiyecek olduğunda bizim kadar dışa bağlı olduklarını unutmamalıyız.

4. "Sokak köpekleri gördükleri her arabaya saldırıyor."
Burada asıl meselenin Köpeklerin arabalara saldırmadığını, dönen tekerleklerin onlarda içgüdüsel olarak bir tepki yarattığını bilmemiz gerekiyor. Eğer evde beslenen bir köpek gördüyseniz onların da pencerenin önünden geçen arabaya tıpatıp aynı tepkiyi vereceğini görebilirsiniz. Burada önemli olan bisiklet ya da motosiklette iseniz ve sürerken siz onları tekmelerseniz ilk taşı sizin atmış olacağınızı anlamak.

5. "Kaşınan sokak köpekleri uyuzdur, pirelidir, hastalıklıdır."
Her kaşınan köpek uyuz değildir. Her kaşınan insanın uyuz olmadığı gibi. Uyuz, hayvanda aşırı tüysüzlük, zayıflık ve vücutta kızarıklaşmış yaralar şeklinde kendisini gösterir. Bazen tüyleri dökülmüş köpekler görürseniz endişelenmeyin. Sokak hayvanları zaman zaman mevsim değişikliklerinde tüylerini dökerek bir tüy yenileme dönemi yaşarlar. Bu her yıl yaşadıkları doğal bir durumdur.

6. "Sokaktaki kedi ve köpekler birbirlerine düşmandırlar, huzur bozarlar."
Eğer hepsi huzurlu ise ve karınları doyuyorsa birbirleri ile kavga etmezler.  Düzgün koşullarda bir arada yaşayabilirler. Fakat doğal yaşam alanlarına yakın bölgelerde sürekli sürüngen ve çiğ et yemek zorunda kalan köpekler saldırganlaşır ve evrimleşirken yitirdikleri avcılık güdüleri yükseldiğinden kedilere de sürüngen gibi görüp saldırabilirler.

7. "Sokak hayvanları kuru ekmekle beslenebilir."
Sokak hayvanları kuru ekmek yemez. Ekmeği artık yemek suyu ya da kuru mama ile papara yaparak verdiğiniz takdirde onlar için doyurucu olabilir. Ekmek maya içeren bir besin olduğundan ilk 2 sene içerisinde zararları ortaya çıkmasa da 2 sene ve üzeri bir süre çerçevesinde ekmek ile beslenen köpeklerde cilt problemleri ve alerji yaşama riski çok yüksek olabilir. Bu nedenle et katkılı yemek artıkları, papara ya da kuru mama en uygunudur.

8. "Sokak hayvanları yararsızdır."
Yeterli bilgi ve sevgi ile yaklaşıldığında her hayvan eğitilebilir. Özellikle köpeklerin koruma içgüdüleri yüksek olduğu gibi kedilerle birlikte sokaklardaki fare, böcek, sürüngen ve haşerelerin evlere girmesini engellerler. Sokak köpekleri onlara öğretildiğinde tuvalet ihtiyaçlarını dahi gözden uzak bir bölgede görebilir.

9. "Sokak hayvanları hissiz ve çevrelerinde olup bitenlere duyarsızdırlar"
Aslında en çok onlar hisseder. Depresyona girip, sessizleşip intihar bile ederler çok mutsuzlar ise. Sadece insan gibi gözyaşı dökemezler. Köpekler yüzlerinden, kediler seslerinden belli ederler mutsuzluklarını, çaresizliklerini. Sevindiklerinde köpekler kuyruklarını sallayarak, kediler esnemeleri ile size belli ederler. Aile bağları vardır, yavrularını ya da ebeveynlerini ayırt eder ve severler. Aile ya da sürü içinde birbirlerine ve kendilerine iyi davrananlara karşı korumacıdırlar. Ama insanlar gibi onlar da kendi içlerinde kavga edebilirler.
10. "Sokak hayvanları ortalığa pislik saçarlar."
Sokak hayvanları insanlar gibi çatalla yemek yemez. Ağızları bağlı torbaları patileriyle açmaları mümkün değildir. Birçok işlem için dişlerini kullanırlar. Eğer çöp torbalarınızın ağzını sımsıkı bağlamazsanız onlar da parçalamak zorunda kalmaz ve böylece tüm çöpler sokaklara dağılmaz. Bunlardan şikayetçiyseniz ve sokak hayvanlarının yegane beslenme kaynağı olan çöp torbalarının geldiği halden memnun değilseniz basitçe kapınızın önüne bir kap mama koyabilirsiniz.

11. "Sokak hayvanları sürekli çoğalıyorlar."
Sokak hayvanları kontrolsüz üredikleri takdirde nüfusları çoğalmaktadır. Zaten sokaklarda bulabildikleri sınırlı sayıda yemek artığıyla hayatta kalmaya çalışırken bilinçsizce doğurarak kendilerine yeni yemek ortakları da katmaktadırlar. İnsanlar olarak onların nüfuslarını kontrol altına almak bizlerin görevi. Yani yasada belirtildiği şekliyle belediyelerin kısırlaştırma yapması şarttır. Düzenli kısırlaştırma yapılırsa üreme kontrol altına alınır.

14 Mayıs 2018 Pazartesi

 Kedi veya köpek sahiplenmek için yapmanız gerekenler aslında çok kolay. Öncelikle onları sevin, hayatınız da bir yükmüş gibi değil bir yoldaşmış gibi görmeye çalışın ondan sonrası en kolayı.

 Aşağıda yer alan linke tıklayarak, gelen formu doldurup çıktı almanız ve aşağıdaki belgeleri de alarak Yedikule Hayvan Barınağına gitmeniz yeterli. Ziyaret saatleri 10.30-15.00 arasındadır. 

Belgeler:

 1. Köpek veya kedinin yaşayacağı mekanı gösteren, içinde sizin de bulunduğunuz fotoğraflar
 2. Ev için sahiplenecekseniz, isminize kayıtlı adresi gösteren ikametgah, su, elektirik faturası vb. ve sizin hakkınızda bilgi verebilecek en az iki referans
 3. İş yeri için ise vergi levhası
 4. Barınağa gitmeden önce sayfada yazan metinlerin hepsini mutlaka okumuş olmak gerekmektedir. 


Şehir Dışına Sahiplendirme Yapılmamaktadır. 

Köpek Sahiplendirme Formu Kedi Sahiplendirme Formu

 Barınağa hayvan sahiplenmeye gelmeden önce mutlaka okunması gerekenler:

 Barınağımızın sahiplendirme sistemi çocuk esirgeme kurumu gibidir. Köpeklerimiz terk edilen hayvanlardan oluşuyor. Bir kere bu travmayı yaşamış bir hayvana tekrar böyle büyük bir acı yaşatmak istemediğimiz için, sizi tanımamız ve sohbet edip emin olmamız gerekiyor. Barınağımıza sahiplenmek için saat 12 gibi geldiğinizde size köpeklerimizi göstermek ve bizim sizi daha iyi tanımamız için zaman kalır, daha geç geldiğinizde sizinle yeteri kadar ilgilenemeyiz ve doğru karar veremeyiz. Daha sonra gerekirse (video veya fotoğraf yeterli gelmediyse) yerinizi yakından görüp tetkik ediyoruz. Aynı çocuk esirgeme kurumundan çocuk evlat edinir gibi prosedülerden geçmeniz gerekiyor. Çünkü onlar bizim çocuklarımız gibiler. Tekrar terkilmeyeceklerinden, çok iyi bakılacaklarından emin olursak o zaman sahiplendiriyoruz. Formda da göreceğiniz gibi barınağımız gönüllü hizmet verdiğinden köpeğimizi sahiplenen ile barınağımıza ihtiyaç malzemesi (Kuru mama, yaş mama, makarna, ilaç, aşı vb) yardımı yapmak durumundadır ki ayaklarımızın üstünde durabilelim. Köpeklerimizi, sahiplendirdikten sonra düzenli aralıklarla kontrol ediyoruz. Şehir dışına sahiplendirme yapılmamaktadır. İyi bakıldıklarına ve tekrar sokağa terk edilmeyeceklerinden emin olmak için, böyle bir kural koymak zorunda kaldık. Şehir dışında vereceğimiz köpeklerde kontrol etme şansımız olmadığı için vermemeyi tercih ediyoruz.

18 Nisan 2018 Çarşamba

Tepeören Sahipsiz Hayvan Bakımevi

4 Nisan Dünya Sahipsiz Hayvanlar Günü'nde Tepeören de Sahipsiz Hayvan Bakımevi hizmete açıldı 

Tepeören Sahipsiz Hayvan Bakımevi, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü'nde İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ın katıldığı törenle açıldı. Tören Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, Pendik Kaymakamı İlhan Ünsal, hayvan severler ve vatandaşlar ile gerçekleştirildi. 

İBB Başkanı Mevlüt Uysal'ın törende ki konuşmasında hayvan haklarına ve ülkemiz de ki hayvan hakları sorunlarına şu sözleriyle değindi : 

" Eksiklikler elbette var. Pet shopların sadece ticaretine bakıyor olması önemli bir problem. Pet shopların sadece ticaretine bakıyor olması önemli bir problem. Pet shop sahibi sadece parayı alıp gerisini düşünmezse, o hayvanın akıbeti 2 gün sonra sokağa salınmak, belki bir arabanın altında ezilmek oluyor" diye konuştu. 


 Dünyanın en büyük hayvan bakım-evi 

Tepeören Sahipsiz Hayvan Bakım-evi'ne bir hayvan geldiğinde yaralıysa tedavisinin, kırıkları varsa platin takmaya kadar ameliyatların yapıldığını, hatta diş tedavilerinin bile yapıldığını anlatan Mevlüt Uysal, bu hayvanların daha sonra çip takılarak alındığı yere bırakıldığını anlattı. 

Bakım-evine gelen vatandaşların hayvanlara yönelik dostluklarının arttırılmasına yönelik aktivitelerin olduğunu, sahipsiz hayvanların sahiplendirme çalışmalarının da yapıldığını anlatan Uysal, " Ayrıca, bir hayvan sahibi olmak için nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda ve evcil hayvan bakımıyla ilgili bilgiler de veriliyor. Hayvanı tekrar bırakmak istedikleri zaman buraya bırakabilecekleri de bir ortam var." şeklinde açıklamalarda bulundu. 

Uysal : " Yardıma İhtiyacı Olan Hayvanlar İçin 153'ü arayın "

" Gün geliyor, hayvan severleri idareciler veya hayvanlardan korkanlar anlamıyor. Neticede olan hayvanlara oluyor. İstiyoruz ki bir hayvan görüldüğü zaman kimse düşmanlık etmesin. Yardıma ihtiyacı varsa 153'ü arasınlar ve belediyemiz gereğini yapsın. Bizim 29 tane ambulans diyebileceğimiz hayvan nakil aracımız ve daha hızlı hareket için motosikletlerimiz var. Vatandaşlarımız yaralıyla haber versin. İstanbul'da sokakta bir hayvan bakıma muhtaçsa bizim ekiplerimiz gelsin alsın. Vatandaşlarımızın evinde hayvanı varsa hayvan hastanemize ve bakım evlerimize uğrasınlar. Hayvan fobisi olan vatandaşlarımız da burada daha kontrollü bir şekilde hayvanlarla dostluk kurabilsin istiyoruz." 


Tepeören Geçici Hayvan Bakım-evi'nde Neler Var ?  

Tepeören sahipsiz hayvan bakım evinde, 22'si veteriner hekim olmak üzere 108 personel ile 7/24 hizmet vermeye başladı. Burada 350 kedi evi, 2 adet tedavi binası, 8 adet 20'li kompozit köpek barınağı, 2 adet tedavi karantina binası, 1 adet mama deposu, köpek gezdirme alanları yer alıyor. Bakımevinde kedi, köpek ve çiftlik hayvanlarına hizmet veriliyor. Yabani hayvanların tedavileri gerçekleştiriliyor.

Tepeören'de; laboratuvar, kısırlaştırma operasyon üniteleri, sterilizasyon ünitesi, dentiyet (diş sağlığı ünitesi), duşpet (köpek yıkama ünitesi), osteosentez ünitesi (kemik bütünlüğünü sağlamak için yapılan ameliyat), röntgen ve ultrason cihazları yer almaktadır. Tepeören'de günde 450 hayvan açık alanda beslenebilmektedir. Bunların yanında bakımevinde 80 kişilik konferans salonu, eğitim binası, kafeterya, engelliler için sesli yönlendirme, anı duvarı, otopark, yürüyüş yolu ve peyzaj alanları da yer alıyor.

26 Mart 2018 Pazartesi

DOYURAN KARELER

Siz sokak hayvanlarını doyurun ! Profesyonel fotoğrafçı arkadaşlar çekimlerinizi yapsın. Sadece bu da değil artık mama karşılığı fotoğrafçılık kursu da veriliyor. 



Sokak hayvanları için oldukça doyurucu ve aynı zamanda sosyal medyada hayvanseverler tarafından yoğun şekilde paylaşılan yeni bir projeyi hayata geçirildi. “Evlenirken sokak hayvanlarını doyurmak ister misiniz?” sloganıyla ortaya çıkan projenin adı “DOYURAN KARELER“.
Düğün fotoğrafları çekerek çalışmalarını başlatan Doyuran Kareler gelen yoğun istek üzerine portre ve kurumsal fotoğraf çekimlerini de mama karşılığında gerçekleştiriyor. Düğün fotoğraf çekimlerini 1600 liralık mama, portre fotoğraf çekimlerini 600 liralık mama alınması karşılığında yapıyor.
Doyuran Kareler’de profesyonel fotoğrafçı arkadaşlar profesyonel fotoğraf çekimlerinizi tamamen sokak hayvanlarına mama alınması karşılığında gerçekleştirmeyi teklif ediyor. Evlenirken en mutlu günlerinden birini yaşayan çiftlerimiz bir yandan en güzel karelere sahip olurken, diğer yandan sokak hayvanlarının karnını doyurma şansına sahip oluyor. Kurumsal işletmeler ihtiyacı olan fotoğraf çekimlerini sokak hayvanlarına mama alarak yaptırabiliyor. Adı üstünde “Doyuran Kareler”.

Profesyonel fotoğrafçı arkadaşlar tüm çekimlerinizi gerçekleştiriyor..

Doyuran Kareler herhangi bir kurum veya kuruluşa bağlı olmayan gönüllü hayvanseverlerden oluşan bir sosyal sorumluluk projesi. Proje içinde yer alan gönüllüler hiçbir karşılık beklemeden çalışmalara katılıyor. Uzun yıllardır yönetmen, oyuncu ve profesyonel fotoğraf sanatçısı olarak çalışan gönüllüler, tecrübelerini çekecekleri fotoğraflara yansıtma konusunda da oldukça iddialı.

Yepyeni bir proje: Mama Karşılığı Fotoğrafçılık Kursu

Hem fotoğraf çekmeyi öğreniyoruz, hem sokak hayvanlarını birlikte doyuruyoruz. Ve en önemlisi profesyonel fotoğrafçı arkadaşlarımızı yetiştiriyoruz.

22 Mart 2018 Perşembe

Ev, Sokak ve Yaban Hayvanları E-Reçete Kapsamı Dışında Tutulmalı

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayınlanmış olan ve 1.1.2018 itibariyle yürürlükte bulunan veteriner hekim e-reçete talimatı ve uygulama kılavuzu hakkında ki görüşlerimiz 

Veteriner hekim reçetelerinin elektronik ortamda düzenlenmesi, her hayvanın, onu getiren kişinin TC kimlik numarası üzerine kaydedilmesiyle tanımlanmıştır. Her kayıtta liste fiyatı üzerinden muayene ücreti ödemesi yapma ve belgelendirme zorunluluğunun getirildiği anlaşılmaktadır. Reçete yazılmasını takiben, onay ve ilaç temini süreci, kliniklerde ilaç bulundurulmasının yasaklanıyor oluşu, açık-nöbetçi ve hayvan ilaçları satmak üzere sözleşme yapmış eczanelerin bulunarak ilaçları temin etme üzerinden bir işleyiş planlandığı anlaşılmaktadır.

Bu uygulamanın, öncelikle ve özellikle sahipsiz hayvanların klinik tedavilerine ağır zarar vereceği görülmektedir:
• Sokak koşullarından ya da kırsaldan vatandaşlarca bulunarak kliniklere getirilen kaza geçirmiş ya da hasta hayvanlar ile Yerel Hayvan Koruma Görevlileri tarafından tedavi altına alınan çok sayıda hayvanın durumlarının göz ardı edildiği anlaşılmaktadır.
• Getirilen sistem ile bu hayvanların klinik tedavilerinin maddi ve ilaç temini sorunları çözülemez bir boyut kazanacaktır.
• Her kayıtta liste fiyatı üzerinden muayene ücreti ödeme ve belgelendirme zorunluluğu sahipsiz hayvanlara yapılan indirim ve birden fazla sahipsiz hayvana yapılan özel fiyatlamaları engellenecektir. Geçici rehabilitasyon merkezlerinin ülke genelindeki durumları ve koşulları bilinmektedir. E-reçete uygulamasının bu hayvanları kapsaması, çok sayıda hayvanın artık klinik tedavi imkanına kavuşamaması demektir.
Ayrıca, ilk ücreti ödenmiş olsa bile kontrol muayenesi sürecinde, gerekli görülmesi halinde yazılacak her reçete için de ayrı ödeme talep edileceğinden, evcil hayvan sahipleri ya da gönüllülerin üzerine büyük bir yük getirilmiş olacaktır.
• Kliniklerde ilaç bulundurulmasının yasaklanması ile muayene sırasında hayvana medikal uygulama yapılması mümkün olmayacaktır. Kayıt, onay ve ilaç temini süreci de buna eklendiğinde acil vakalara müdahalenin gözetilmediği anlaşılmaktadır. Hasta hayvanı riske atan bu süreç ile ülkenin bazı bölgelerinde özellikle hayvan ilaçları satılmayan büyük kentlerde çözümsüz ve ölümle biten sonuçlar kaçınılmazdır.
• Sistemin, hayvanı getiren kişinin sisteme kaydedilmesi sonrasında, bu kişinin kendisi için kullandığı ilaçların da görülebiliyor oluşu Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırıdır.
• İlacın, hayvanı getiren kişinin TC kimlik numarasına yazılması, aynı ilacı hayvan sahibi tarafından da kullanılıyor olması durumunda, reçetelendirilemeyecek ve hayvan ilacı alamayacaktır.
Bugün evcil ya da yaban hayvanlarının tedavisinde birçok beşeri ilacın kullanıldığı düşünülecek olursa bu durum belirtilen hayvanlar için ölümcül sonuçlara yol açacaktır.
• Kullanılması gereken ilaç farklı bir türe göre (örneğin büyükbaş) ruhsatlandırılmış ise, e-reçete sistemi ilacı bugüne kadar uygulandığı şekilde evcil ya da yaban hayvanlarına reçetelendirilmesine izin vermeyecektir. Ülkemizde bugün belirtilen hayvanlarda da kullanılan birçok ilaç, ruhsat alınırken büyükbaş hayvanlar işaret edilerek alınmıştır. Dolayısıyla mevcut e-reçete sistemi ile bu hayvanların tedavi şansları baştan kaldırılmaktadır.
Bu uygulama ile *ev, sahipsiz/sokak hayvanları ve yaban hayvanlarının* tıbbi müdahale ve klinik tedavilerinde telafisi mümkün olmayan karmaşa ve olumsuzluklar yaşanacaktır. Bu nedenle veteriner hekimlere yönelik e-reçete uygulamasında ev, sokak ve yaban hayvanları ile bunlar üzerine çalışmakta olan hekim ve klinikleri kapsamayacak şekilde acil bir düzenlemenin getirilmesini bilgilerinize sunarız.

13 Mart 2018 Salı

Beşiktaş'ta ki Dostlarımız

Merhaba :)


Bu yazım da Beşiktaş'ta bulunan bazı tüylü dostlarımızdan ve tüylü dostlarımıza sahip çıkan dükkanlardan bahsedeceğim. Aslına bakarsanız Beşiktaş'ta ki bütün dükkanlar sokak hayvanlarına bakıyor. Kimin kapısına giderseniz illa ki bir tüylü dostumuzla karşılaşırsınız. Benim iki tanesiyle sohbet etme imkanım olduğu için size o ikisinden bahsedeceğim.

Just Coffee 

Just Coffe' de çalışan Alp Tekin'e teşekkür ederim. Vakit ayırıp sağladığı bilgilendirmelerden dolayı :) 

Just Coffe de ki dostumuzun adı DEDE . Kendisi oldukça yaşlıdır. Yerinden kalkmadığı için müşterilerin rahatsız olma gibi bi durumu söz konusu olmuyor. Hatta gelen misafirler hasta olduğu için acıyor. İkinci gelenler Dede'ye yemek falan da getiriyor. Bizde yemesi için veriyoruz ama nedense verilen yemekleri yemiyor. Bir kaç kişi gece kokoreççinin önünde yemek yerken görmüş. Anladığımız kadarıyla Dede kokoreçle karnını doyuruyor. Geceleri dükkanı kapatmamıza rağmen kendisi yerini asla terk etmiyor. Sabah açtığımız da hala yatıyor oluyor. Dede'ye biz elimizden geldiğince bakıyoruz ama yarasıyla belediye ilgileniyor. 

Bazı müşterilere soru sorma fırsatı buldum. Konuştuğum herkes Dede'ye olan sevgilerinden, coffee sahiplerinin yaptıklarından ne kadar memnun olduklarından bahsetti. Doğruyu söylemek gerekirse bu insanı inanılmaz mutlu eden bir şey.  

Marilyn Club 



Marilyn Club Beşiktaş şubesinde ki Yankı Hanım bana oldukça yardımcı oldu. Kendisine teşekkür ederim :) Kadın giyim üzerine olan bir mağza olan Marilyn Club'un aslına bakarsanız bir çok kedisi var. Ama müdavini olan kedinin adı Murtiye. Murtiye için ve diğer kediler için vitrine koydukları yataklar onlar için sıcacık bir yuva bulma imkanları sağlıyorlar. Çekingen olanlar için de mağazanın dışında yemek ve su bulunduruyorlar. İsteyen tüylü dostumuz orada yemeklerini yiyebiliyorlar ve yatabiliyorlar. Alışverişe gelen müşteriler bu durumdan oldukça memnunlar. Bu durumda sokakta yaşamak zorunda olan dostlarımız için oldukça güzel bir durum. 

Sizin de eğer dükkanınız varsa dükkanınızın önüne bir kap mama ve su bırakabilirsiniz.